Üreme tıbbındaki gelişmeler, embriyo gelişiminde, tüp bebek tedavisi ile elde edilen oosit (yumurta hücresi) kalitesinin çok önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Oosit kalitesi, döllenme oranı ve embriyo gelişimini tahmin etmemize yarayan pek çok prognostik faktörü bünyesinde barındırır...

Polarize Işık Mikroskobu ile Oositlerin İncelenmesi 

Aralık 2012

Üreme tıbbındaki gelişmeler, embriyo gelişiminde, tüp bebek tedavisi ile elde edilen oosit(yumurta hücresi) kalitesinin çok önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Oosit kalitesi, döllenme oranı ve embriyo gelişimini tahmin etmemize yarayan pek çok prognostik faktörü bünyesinde barındırır. Bu faktörlerden biri olan oosit morfolojisi, dış görünüşe ait özelliklerin saptanmasına yönelik gözleme dayanmaktadır. Fakat, morfoloji değerlendirmesi tek başına embriyo gelişimi ve gebeliğin öngörülmesi bakımından çok fazla ipucu verememektedir. Yumurtanın matürasyonunu (olgunlaşmasını), kutup cisimciği(polar body) olarak adlandırılan ve genetik materyalin bir kısmını içeren küçük bir hücrenin oosit ile zona pellicuda(dış koruyucu zar) arasında gözlenmesi ile tespit edebiliriz. Fakat sadece kutup cisimciğinin gözlenmesi oositin döllenme için hazır olduğu anlamına gelmez. Şekil 1 de görüldüğü gibi olgunlaşmış görünen yumurtalarda çekirdek  ayrılmasının tamamlanmamış olması,  anormal fertilizasyon ve kötü kalite embriyo gelişimine neden olabilir.

Şekil 1. 

 Bu gibi durumlarda farklı bir ışık düzeneğine sahip mikroskop yardımı ile genetik materyalin bölünmeyi tamamlayıp tamamlamadığı kontrol edilebilmektedir. Polarize ışık mikroskobu, klasik ışık mikroskobu ile gözlemi yapılamayan mayotik iğ iplikleri ve oosit’i çepeçevre saran zona pellucida olarak isimlendirilen dış tabakanın incelenmesine olanak sağlamaktadır(Şekil2). 

Polarize ışık mikroskopi, polarize ışık bir obje üzerinden geçerken, objedeki bazı moleküler yapıların ışığı kırması ve böylece koyu bir alanda parlak bir görüntü oluşturması temeline dayanmaktadır. Oositlerin polarize ışık mikroskobunda incelenmesi sırasında ışığı kırma özelliğine sahip iki yapı dikkat çekmektedir. Bunlardan ilki, oositin ilk oluşumundan rahime tutunma anına kadar ki süreçte etrafını sararak koruma sağlayan ve hücre içi-dışı alışverişi düzenlemeye yardımcı olan zona pellucida tabakasıdır. İkincisi, ışığı kırma özelliğine sahip yapılardan(mikrotübül) oluşan mayotik iğ iplikleridir. 

Şekil 2. Predictive value of oocyte morphology in human IVF:
A systematic review of the literatüre Rienzi L, Vajta G,
Ubaldi F - Hum. Reprod. Update (2010)

 

Mayotik iğ iplikleri, oosit’in olgunlaşması aşamasında, hücre bölünmesi sırasında 1. ve 2. kutup cismi oluşurken, oosit’in kromozomlarının oosit ve kutup cisimleri arasında doğru bir şekilde ayrılmasını sağlamaktadır. Mayotik iğ ipliklerinde meydana gelebilecek bir aksaklık kromozomların oosit ve kutup cisimciği arasında eşit olarak dağılmamasına sebep olarak, oositte anöplodi(kromozomal anormallikler) oluşma ihtimalini arttırmaktadır. Anöploidi, anormal fertilizasyon, erken dönemde embriyo ölümü, kötü embriyo gelişimi ve erken gebelik kaybı vakalarında önemli faktörlerden biridir. 

Ayrıca, polarize ışık mikroskopi tekniği ile mayotik iğ ipliklerinin oosit içerisinde bulunduğu konum da gözlenebildiği için, en uygun zaman ve konumda sperm enjeksiyonu yapabilmek mümkün olmakta ve böylece oosit’in normal fertilizasyon şansı arrtırılabilmektedir.

Mayotik iğ ipliğiyle birlikte, zona incelemesinin de oosit/embriyo kalitesi hakkında önemli bilgiler verdiğine dair çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmalar,  polarize ışığı daha yoğun olarak kıran ve düzgün zona yapısına sahip oositlerden gelişen embriyolarda daha yüksek oranda ve iyi kalitede blastosistler elde edildiği gösterilmiştir. Ancak bu konuda daha fazla çalışmaya ve farklı verilerin bir araya getirilerek değerlendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

Laboratuvarımızda kullandığımız görüntüleme sisteminde, polarize ışık mikroskopi tekniğinin bilgisayar sistemleri ile birleştirilmesi sayesinde eş zamanlı olarak mayotik iğ ipliği ve zona pellucida yapılarının ışığı kırınım yoğunlukları tespit edilebilmektedir ve böylece değerlendirme çok kısa sürede tamamlanabilmektedir.

Merkezimizde, daha önceki denemelerinde döllenme başarısızlığı, düşük döllenme oranı, anormal döllenme, yavaş ve/veya düzensiz embriyo gelişimi ya da gelişim duraksaması gözlenen, anöploidi şüphesi bulunan tekrarlayan implantasyon başarısızlığı(rahime tutunamama) ve tekrarlayan gebelik kayıpları tanısı bulunan hasta gruplarına uygulanması tercih edilmektedir.

 

Daha detaylı bilgi için, 

Bio Hakan Yelke (hakan.yelke@memorial.com.tr)

Bio. Mehmet Ali Tüfekçi (mehmet.tufekci@memorial.com.tr)