Memorial Şişli Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Avrupa Embriyoloji ve Üreme Tıbbı Derneği’nin (European Society of Human Reproduction and Embryology, ESHRE) 1-4 Temmuz 2018’de Barselona, İspanya’da gerçekleştirdiği kongreye 3 sözlü bildiri ile katıldı.

Merkezimizden Son Bilimsel Çalışmalar ESHRE 2018 Kongresi'nde Sunuldu

Temmuz 2018

 

IVF ve Üreme Genetiği Merkezi Başkanı Prof. Dr. Semra Kahraman “Oosit toplamada foliküler boyut blastosist gelişiminin bir göstergesi midir? Morfokinetik gelişim ve kümülüs hücre gen ekspresyonunu değerlendiren bir çalışma” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. 2014 yılında Grant for Fertility Innovation (GFI, Merck) tarafından desteklenen bu araştırma projesi kongrenin ilk günü 1000’den fazla katılımcı ile paylaşıldı ve büyük ilgi gördü. Çalışmada sonuç olarak, folikül boyutunun ve siklus senkronitesinin embriyoların morfokinetik özelliklerini değiştirdiği vurgulandı. Küçük foliküllerden gelişen yumurtalarda direkt klivaj, embriyolarda 2 hücreden 8-hücre evresine kadar anlamlı bir şekilde gelişim duraksaması ve yavaşlama görüldü. Ayrıca küçük foliküllerden elde edilen yumurtaların blastosist evresine büyük foliküllerden gelen yumurtalara göre anlamlı bir şekilde daha hızlı ulaştığı görüldü. Çalışmanın ikinci ayağını oluşturan kumulus hücre gen ekspresyonu incelemesinde ise expresyonların folikül boyutundan doğrudan etkilendiği ancak blastosist oluşumu ve kalitesinin tahminine yönelik güvenilir bir belirteç olmadığı saptandı. Konu ile ilgili katılımcılardan birçok soru geldi.



Prof. Dr. Semra Kahraman’ın sunumu dinleyiciler tarafından oldukça ilgi gördü ve kendisine konu ile ilgili birçok soru yöneltildi.

Aynı kongrede, Memorial Şişli Hastanesi Tüp Bebek ve Genetik Merkezi’nin Moleküler Laboratuvar Sorumlusu Dr. Murat Çetinkaya, PhD, “Bağlantı analizi ile kromozomal anöploidi ve tek gen hastalığının yeni nesil dizileme ile eş zamanlı tanısı” başlıklı sözlü bildiriyi ThermoFisher firmasının davetli konuşmacısı olarak endüstri sempozyumunda sundu. Yeni Nesil Dizileme tekniği ile eşzamanlı olarak nasıl hem tekgene bağlı hastalığın tanısının hem de anöploidiye bağlı kromozomal bozuklukların tanısının konulabileceği ile ilgili kendi geliştirdiği yöntem ve algoritmayı dinleyiciler ile paylaştı. 



Embriyoloji Laboratuvarından Kalite Kontrol sorumlus Caroline Pirkevi Çetinkaya, PhD ise, “Morfolojik olarak normal bir blastosist oluşumu dışında bırakılan blastomer hücrelerinin genetik anlamı nedir?” başlıklı bildiriyi sunmuştur. Bu çalışmada, blastosist oluşumu dışında kalan hücrelerin genetik tanısının embriyonun kendisinden farklı olduğu gösterilmiş ve büyük olasılıkla embriyonun kendi yapısını düzeltmeye yönelik bir biyolojik mekanizma ile kromozomal olarak normalleşmeye çalıştığı savunulmuştur. Nitekim, bu tip ayrı blastomeri olan blastosistlerin anöploidi oranının olmayan blastosistlere göre %10 kadar artış gösterdiği saptanmıştır.